DEPREMDE HASAR GÖREN KURSLAR, OKULLAR VE DASK

DEPREMDE HASAR GÖREN KURSLAR, OKULLAR VE DASK

6 Şubat 2023 tarihinde ülkece çok üzücü bir olay yaşadık. Üzücü demek bile hafif kalır. Resmen maddi ve manevi olarak enkazın altında kaldık. Öncelikle Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara sabırlar diliyorum. Allah bir kez daha bu ülkeye bu tür felaketler yaşatmasın.

Olayın üzerinden bir aya yakın geçmiş olmasına rağmen, deprem bölgesi dışındakilerin dahi psikoloji harap durumda. Henüz bazı konuların konuşulması erken gibi gelebilir. Ancak konuşulması ve yapılması gereken çoğu şeyi ihmal ettiğimiz ortada. 1999’dan beri memleketin deprem konusunda farkındalığı var. 2000 yılında Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kişiliğe sahip Doğal Afet Sigortaları Kurumu kurulmuş. Yıllardır Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) adı altında zorunlu sigorta yapılıyor. Her 2-3 senede ülkenin farklı bir köşesinde can kaybı ile sonuçlanan depremler oluyor. Ancak “deprem hukuku” ülkede unutulmuş, ihmal edilmiş. Emin olun şimdiye kadar kimse bana DASK’ın ne işe yaradığını sormadı. Çünkü DASK, sadece gaz ve elektrik aboneliği açmak için zorunlu bir prosedür olarak görüldü.

Özel öğretim kurumları, Okul ve dershane açmak için teknik rapor alınmak zorunlu olmasa kimse binasına karot ve kolon testi yaptırmadı. (Özel anaokulu, ilkokul, ortaokul, ortaöğretim (lise), çeşitli kurslar, kişisel gelişim kursu, dil kursu, bale kursu, müzik kursu, özel öğretim kursu, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri, mesleki eğitim merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarıdır).

Kentsel dönüşüm bazı yerlerde kangrene dönüştü. Müteahhitler elinde olan-olmayan sebeplerle daha karlı projelere öncelik verdi. Kat malikleri (ya da bina sakinleri) kendi aralarında anlaşamadı. Devlet, bazı şeyleri öngörmesine rağmen, işin ticari veya siyasi yönü ağır bastığından çoğu noktada ihmalkâr davrandı.  Hele imar affı kapsamında peynir ekmek gibi yapı kayıt belgelerinin dağıtılması ihmalden de öte bilinçli taksirle işlenen bir suça dönüştü. Çünkü imar affında yapı kayıt belgesi verilirken binanın depreme dayanıklılığı yeterince incelenmedi. Kamu bu sorumluluğu yapı malikinin üzerine yıktı.

Neticede bir sürü can kayboldu. Binalar, okullar, devlet daireleri, eğitim kurumları, spor ve sağlık tesisleri, hastaneler yıkıldı. Araçlar yıkılan binaların altında kaldı. Ticari mallar, hammaddeler çürüdü, bozuldu, yandı, işlenemez hale geldi.

Peki, sorumluluk hukuku anlamında tüm bu yaşananlardan kimler sorumlu sizce? Bu makale kesinlikle siyasi bir makale değildir. O konulara vakti olan, ekmeğini yiyenler girsin. Biz yitip giden canların, arkalarında bıraktıkları evlatların geleceği peşindeyiz. Bu sebeple tamamen insani bir inceleme yapılacağız.

Depremde binalar yıkılmış, hasar görmüş veya kullanılamaz duruma gelmiş olabilir. Binayı (yapıyı) kullanan kiracı ise, bina kullanamaz duruma geldiğinden kira sözleşmesini feshedebilir. Bu geçerli ve haklı bir fesih nedenidir. Herhangi bir tazminat sorumluluğu doğurmaz.

Özel öğretim kurumlarının çoğu kiracıdır. Yapı malikinden binanın güçlendirilmesi talep edilebilir. Özel öğretim kurumlarının bu talebi yerine getirilmezse, kira sözleşmesinin haklı feshi söz konusu olur. Orta hasarlı ya da az hasarlı bir yapıda kiracı olan okulun gerekli masrafları kendisi yaparak binayı güçlendirebilir. Bu durumda yapılan masrafları eğer taraflar aralarında aksini kararlaştırmamışlarsa, yapı malikine rücu edebilir. Ancak işlemler öncesinde yapının güçlendirileceğinin, masraf yapılacağının ve bu masrafları rücu edileceğinin yapı malikine bildirim yapılması önemlidir. İlerde çıkabilecek birçok sorun ortadan kalkacaktır.

Bazı binalar ağır hasarlı olmasına rağmen az hasarlı raporu verilmişse kiracılar ne yapacaktır? Bu durumda mahkemeye başvurarak, yapının hasarlı olup olmadığını, kullanılabilirliğinin tespiti için dava açabilirler. (TESPİT DAVASI).

Öncelikle belirtmek gerekir ki, analiz yapılmadan binanın kullanılabilir olup olmadığı net anlaşılmayacaktır. Bu sebeple yapı denetim şirketlerinden rapor alınması gereklidir.

Mülk sahipleri kiracının şahıs ve malvarlığı zararlarından yapı malikinin sorumluluğu kapsamında sorumludur. Yapı maliki, müteahhit ve idare sorumluluğu paylaşacaktır. Yapının depreme dayanıklı olduğuna dair rapor yazan yapı denetim firmaları da, tespit sonucunda yapının depreme dayanıklı olmadığı sonucu ortaya çıkarsa, o da sorumlulardandır.

Özel öğretim kurumları kendi binalarında ise, yapıyı inşa eden müteahhidin sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Mimarinin, mühendisliğin, inşaatın ve denetimin kötü olması, meydana gelen deprem sonucunda hem maddî hem de manevî olarak birçok zarara sebep olmuşsa, bu zararlardan müteahhit sorumludur.

Yapının deprem sebebiyle zarar görmüş olması halinde varsa DASK sigortasına gidilebilir.  Mülk sahibi sigorta şirketine başvurarak öncelikle tespit ister. Eğer yapı bir takım önlemler alınarak depreme dayanaklı hale getirilebiliyorsa bu yönde önlemler alınır. Mülk sahibi yaptığı masrafları sigorta şirketinden alır. Bu miktar 640.000-TL üst limiti geçemez.

Ayrıntılı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.

Saygılarımızla

Yorum Gönder

Mail adresiniz yayımlanmayacaktır. Sadece takma isminiz yayımlanacaktır.

Ortabayır Mahallesi Şair Çelebi Sokak Gürtaş İş Merkezi No:1/3 Kağıthane İstanbul

+90 544 177 73 43

İletişim Formu

Hemen bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

merhaba dünya